Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.
- I visited Romania a few years ago.
Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
- We almost got caught a few times.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Çok az sayıda samimi arkadaşı var.
- She has very few close friends.
Çok az sayıda İngilizce kitabım var.
- I have very few books in English.
... very, very few African-American students, in some, there might have been no African-American ...
... There was very few of them. ...