a segment of the sequence

listen to the pronunciation of a segment of the sequence
İngilizce - Türkçe

a segment of the sequence teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

part
parça

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır. - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır. - Music is an important part of my life.

part
kısım

Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı. - They could not agree on some parts of it.

İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim. - I visited many parts of England.

part
taraf

Her iki taraf savaşa karşı çıktı. - Both parties opposed war.

Parti Mac tarafından organize edildi. - The party was organized by Mac.

part
kısmen

Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti. - Tom admitted that it was partially his fault.

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim. - I partly agree with you.

part
yarı

Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız. - After the birth of your child, you should make your work part-time.

Yarın akşam bir partimiz var. - We have a party tomorrow evening.

part
ekseriya
part
görev

Görevimi yapmayı planlıyorum. - I plan on doing my part.

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

part
yan

Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum. - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.

Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek. - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.

part
{f} ayır

Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim. - I will love you for better for worse till death us do part.

Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı. - Tom budgeted three hundred dollars for the party.

part
fasıl
part
ayrılmak

O, evinden ayrılmak zorunda kaldı. - He had to part with his house.

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu. - No one was in a hurry to leave the party.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
İngilizce - İngilizce
part
a segment of the sequence

    Heceleme

    a seg·ment of the se·quence

    Türkçe nasıl söylenir

    ı segmınt ıv dhi sikwıns

    Telaffuz

    /ə ˈsegmənt əv ᴛʜē ˈsēkwəns/ /ə ˈsɛɡmənt əv ðiː ˈsiːkwəns/