Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
- They could not agree on some parts of it.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
- The police regarded him as a party to the crime.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
- I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Yarın partiye gelecekmisin?
- Will you come to the party tomorrow?
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
- He had to part with his house.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
- No one was in a hurry to leave the party.