a number of vultures assembled together

listen to the pronunciation of a number of vultures assembled together
İngilizce - Türkçe

a number of vultures assembled together teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wake
{f} uyanmak

Yarın sabah erken uyanmak zorundasın. - You have to wake up early tomorrow morning.

Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur. - It is hard to wake up without a strong cup of coffee.

a number of
bir kaç
wake
{f} ölünün başında beklemek
a number of
birtakım

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

wake
(İnşaat) arkası
wake
(Bilgisayar) uyanma

O uyanır uyanmaz müziği açacağız. - As soon as she wakes up, we'll turn on the music.

Yarın sabah erken uyanmak zorundasın. - You have to wake up early tomorrow morning.

wake
kaldırmak
wake
uyanık

Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder. - A strong cup of coffee helps me wake up.

a number of
birkaç

Tom birkaç yıl önce öldü. - Tom died a number of years ago.

Birkaç arkadaş onu uğurladılar. - A number of friends saw him off.

wake
canlandırmak
wake
uyandırmak

Seni uyandırmak istemedim. - I didn't mean to wake you.

Amacım Tom'u uyandırmak değildi. - I didn't mean to wake Tom up.

wake
geminin suda bıraktığı iz
wake
harekete geçirmek
a number of
Bir dizi

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

a number of
bir miktar

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

wake
sabahlama/iz
wake
{i} rüzgâr çıkması
wake
{f} anlamasını sağlamak
wake
(fiil) uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
wake
{i} dümen rüzgârı
wake
{i} sabahlama
wake
(isim) sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
İngilizce - İngilizce
wake
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of vultures assembled together

    Heceleme

    a num·ber of vultures as·sem·bled to·geth·er

    Türkçe nasıl söylenir

    ı nʌmbır ıv vʌlçırz ısembıld tıgedhır

    Telaffuz

    /ə ˈnəmbər əv ˈvəlʧərz əˈsembəld təˈgeᴛʜər/ /ə ˈnʌmbɜr əv ˈvʌlʧɜrz əˈsɛmbəld təˈɡɛðɜr/