Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.
- It is hard to wake up without a strong cup of coffee.
Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
- What's your favorite kind of music to wake up to?
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
O uyanır uyanmaz müziği açacağız.
- As soon as she wakes up, we'll turn on the music.
Uyumaya git, Tom. Yarın sabah erken uyanmalısın.
- Go to sleep, Tom. You need to wake up early tomorrow morning.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
- Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
- Tom poured cold water over himself to wake himself up.
Komşularımı uyandırmak istemiyorum.
- I don't want to wake my neighbors.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.