Devenin belini kıran son saman çöpü.
- The last straw breaks the camel's back.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Geçen yıl Londra'ya gittik.
- We went to London last year.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Onu son olarak ne zaman gördün?
- When did you see her last?
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Tom'u en son ne zaman gördün?
- When did you last see Tom?
Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
Yağmur beş gün sürdü.
- The rain lasted five days.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
- When only death remains, the last resort is to beg for food.
Onu son kez gördüğümden beri Shelly gerçekten büyümüş.
- Shelly's really filled out since the last time I saw her.
O, son kez yaptığından daha iyi yaptı.
- He has done better than last time.