a deed or action, especially when held responsible for it

listen to the pronunciation of a deed or action, especially when held responsible for it
İngilizce - Türkçe

a deed or action, especially when held responsible for it teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli. - Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing it for you.

doing
{i}

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

İhracat işi iyi yapılmıyor. - The export business isn't doing well.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor. - Today I just feel like staying at home and doing nothing.

Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır. - The great pleasure in life is doing what people say you cannot do.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
doing
yaparak

Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum. - I want to spend more time doing things that matter.

Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar? - What do nurses spend most of their time doing?

İngilizce - İngilizce
doing

This is his doing. (= He did it.).

a deed or action, especially when held responsible for it