a deed or action, especially when held responsible for it

listen to the pronunciation of a deed or action, especially when held responsible for it
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a deed or action, especially when held responsible for it в Английский Язык Турецкий язык словарь

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing it for you.

doing
{i}

Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim. - I postponed doing my housework for a few hours.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim. - I asked Tom to do the same thing that Mary was doing.

Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar. - Doing that sort of thing makes you look stupid.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
doing
yaparak

O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir. - She spends over a third of her time doing paperwork.

Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum. - I want to spend more time doing things that matter.

Английский Язык - Английский Язык
doing

This is his doing. (= He did it.).

a deed or action, especially when held responsible for it

    Расстановка переносов

    a deed or action, es·pe·cial·ly when held re·spon·si·ble for it

    Произношение

Избранное