a close friend who accompanies his buddies in their activities

listen to the pronunciation of a close friend who accompanies his buddies in their activities
İngilizce - Türkçe

a close friend who accompanies his buddies in their activities teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

brother
{i} kardeş

Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor. - My little brother is watching television.

Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor. - My little brother is watching TV.

brother
erkek kardeş

Erkek kardeşim, ben kadar büyük. - My brother is as large as I.

Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor. - My little brother is watching TV.

brother
brotherlyerkek kardeşe özgü
brother
ağabeyce
brother
vay canına!
brother
brotherhoodkardeşlik
brother
ahi
brother
kayınbirader

Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir. - My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.

Tom Mary'nin kayınbiraderidir. - Tom is Mary's brother-in-law.

brother
brotherin i enişte
brother
din kardeşi
brother
aynı türkümün erkek üyesi
brother
(fiil)y be, vay canına
brother
{i} dost
brother
birlik

Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim. - Today I'll go to the cinema with Tom's brother.

Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı. - Five brothers worked together on the farm.

brother
(isim) erkek kardeş, kardeş, birader, arkadaş, dost, tarikat üyesi
brother
{i} tarikat üyesi
brother
bacanak
brother
{i} erkek kardeş, birader
İngilizce - İngilizce
buddy
brother
crony
chum
pal
sidekick
a close friend who accompanies his buddies in their activities

    Heceleme

    a close Friend who accompanies his buddies in their activities

    Türkçe nasıl söylenir

    ı klōs frend hu ıkʌmpıniz hîz bʌdiz în dher äktîvıtiz

    Telaffuz

    /ə ˈklōs ˈfrend ˈho͞o əˈkəmpənēz həz ˈbədēz ən ˈᴛʜer akˈtəvətēz/ /ə ˈkloʊs ˈfrɛnd ˈhuː əˈkʌmpəniːz hɪz ˈbʌdiːz ɪn ˈðɛr ækˈtɪvətiːz/