There's something moving down there.
- Aşağıya doğru hareket eden bir şey var.
Tom ran down the stairs.
- Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
The cat on the tree came down to me.
- Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.
Bend down. The ceiling is very low.
- Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
Tom pulled his cap down over his eyes.
- Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
Click below to listen.
- Dinlemek için aşağıya tıklayın.
See below for more information.
- Daha fazla bilgi için aşağıya bakın.
They are examining him from top to bottom.
- Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.
Jimmy, breakfast is ready. Come downstairs.
- Jimmy, kahvaltı hazır. Aşağıya gel.
She had the box carried downstairs.
- Kutuyu aşağıya taşıttı.
We saw a lake far below.
- Biz çok aşağıda bir göl gördük.
If you have a time, could you translate some sentences below, please?
- Aşağıdaki cümleleri çevirebilir misiniz, lütfen?
She looked at me with tears running down her cheeks.
- Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı.
We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.
- Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.
He has an inferiority complex.
- Onun bir aşağılık kompleksi var.
The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them.
- Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.
The actual price was lower than I had thought.
- Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
Hanover is the capital of Lower Saxony.
- Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
There is no reason for you to feel inferior to anyone.
- Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
Mary cleaned her apartment from top to bottom.
- Mary dairesini baştan aşağı temizledi.
Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom.
- Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.
This book costs more or less 20 euros.
- Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.
Tom definitely won't work for less than $300 an hour.
- Tom kesinlikle bir saat için 300 dolardan daha aşağısına çalışmaz.
We saw the parade move down the street.
- Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.
The victim's body was lying face down on the rug.
- Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.
Tom put two slices of bread into the toaster and pushed down on the lever.
- Tom ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koydu ve kolu aşağı itti.
You can watch movies with English subtitles using this link.
- Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.
No one should be subjected to such humiliation.
- Hiç kimse böyle bir aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.
My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying.
- Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.
There was a watermill under the dam.
- Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs.
- Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.
Let's go downstairs for dinner.
- Akşam yemeği için aşağı kata inelim.