-e taraftar

listen to the pronunciation of -e taraftar
Türkçe - İngilizce

-e taraftar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

-e taraftar
partial to
taraftar
(Hukuk) supporter

His supporters were afraid. - Taraftarları korkuyorlardı.

They called British supporters Tories. - Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.

taraftar
follower
taraftar
fan

They're not big fans of mine. - Onlar benim büyük taraftarlarım değil.

There were a lot of excited fans in the stadium. - Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı.

taraftar
advocate
ateşli taraftar
enthusiast
taraftar olmak
be for
taraftar olmak
be in favour of
taraftar olmak
for
taraftar
partizan
taraftar
epigone
taraftar
cohort
taraftar
ad here
taraftar
exponent
taraftar
backer
taraftar olmak
stand up for
taraftar olmak
to be in favour of
taraftar olmak
in favour of
taraftar olmak
to be for
taraftar olmak (bir görüşe)
subscribe to
taraftar
adherent

The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it. - Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.

Christianity has many adherents. - Hristiyanlığın birçok taraftarı vardır.

taraftar
Supporter, follower, fan
ateşli taraftar
votary
koyu taraftar
rooter
serseri taraftar
hooligan
taraftar
side
taraftar
partisan
taraftar
supporter, follower, advocate, partisan, adherent
taraftar
sympathetic
taraftar
favorable
taraftar
pro
taraftar
sympathizer
taraftar
favourable [Brit.]
taraftar olan kimse
proponent
taraftar olmak
to be in favor of, support
taraftar olmak
to be in favour of, to be for
taraftar olmak
(Hukuk) committed to
taraftar toplamak
rally supporters
taraftar toplamak
attract supporters
Türkçe - Türkçe

-e taraftar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen (kimse), yandaş
taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen kimse, yandaş: "Siz işin olmaması taraftarısınız."- A. Gündüz
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse: "Taraftara aklını peynir ekmekle yediren çılgın ve ilkel spor basını bu örnek karşısında kına yakabilir."- T. Dursun K