Tom wasn't feeling particularly talkative.
 - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
I don't think Tom is particularly handsome.
 - Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
 - Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
It is especially hot today.
 - Hava bugün özellikle çok sıcak.
I don't want to go anywhere in particular.
 - Ben özellikle bir yere gitmek istemiyorum.
I want to emphasize this point in particular.
 - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
I, for one, don't like pictures like this.
 - Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.
I'd like to visit America most of all.
 - Özellikle Amerika'yı ziyaret etmek istiyorum.
North Africans are more or less like Italians. We're all people who live around the Mediterranean Sea and we share many cultural traits.
 - Kuzey Afrikalılar az çok İtalyanlar gibidirler. Hepimiz Akdeniz çevresinde yaşayan insanlarız ve birçok kültürel özellikleri paylaşırız.
This bookstore deals exclusively in old and rare books.
 - Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.
She is reputable, rational and above all pretty.
 - O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
 - Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.