önlemli

listen to the pronunciation of önlemli
Türkçe - İngilizce
important
significant
prudent, cautious (person)
conservative
guarded
önlem
precaution

I didn't take any precautions. - Herhangi bir önlem almadım.

Precautionary measures were unnecessary. - İhtiyati önlemler gereksizdi.

önlem
(Hukuk) measure

Drastic times call for drastic measures. - Sert zamanlar sert önlemler gerektirir.

Congress did not approve the measure. - Kongre önlemi onaylamadı.

önlem
{i} hedge
önlem
precaution, measure, disposition
önlem
expedience
önlem
(Ticaret) measures

He could not take effective measures. - O etkin önlemler alamadı.

We must take measures to prevent traffic accidents. - Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.

önlem
step

We have to take steps to prevent air pollution. - Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.

We have to take steps to prevent air pollution. - Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.

önlem
{i} preventive

In some cases, mastectomy is prophylactic surgery - a preventive measure taken by those considered to be at high risk of breast cancer. - Bazı durumlarda, meme ameliyatı koruyucu bir ameliyattır- meme kanseri riski yüksek olduğu düşünülenler tarafından alınan bir önlem.

önlem
precautionary measure
önlem
clampdown
önlem
expedient
önlem
diligence
önlem
sparingness
önlem
protection
önlem
forethought
önlem
provision
önlem
maneuver
önlem
foresight
önlem
prevention

We are a suicide prevention organization. - Biz bir intihar önleme organizasyonuyuz.

We are a suicide prevention organization. - Biz bir intihar önleme örgütüyüz.

önlem
manoeuvre [Brit.]
önlem
policy
önlem
countermeasure
önlem
{i} manoeuvre
önlem
hoicks
Türkçe - Türkçe

önlemli teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Önlem
tedbir

Kongre tedbiri tasdik etmedi. - Kongre önlemi onaylamadı.

Biz her tedbiri aldık. - Biz her önlemi aldık.

önlem
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
önlem
Kötü veya yanlış bir şeyi önlemek amacıyla yapılan hazırlık, tedbir