çocukları

listen to the pronunciation of çocukları
Türkçe - İngilizce
german cousin
children

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

Don't put children into the bag. - Çocukları çantaya koymayın.

çocuk
kid

You think that TV is bad for kids? - TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?

When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike. - Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.

çocuk
child

It seems that the children will have to sleep on the floor. - Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.

He gathered his children around him. - O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

Çocukları Koruma Federasyonu (Birleşik Devletler)
(Askeri) (US) Save the Children Federation (United States)
Çocukları Koruma Vakfı (Birleşik Krallık)
(Askeri) (UK) Save the Children Fund (United Kingdom)
çocuğa kendi çocukları gibi bakan aile
foster parents
çocuk
{i} baby

Tom thinks there's a good possibility that Mary will agree to babysit the children on Friday night. - Tom Mary'nin Cuma gecesi çocuklara bakıcılık yapmayı kabul edeceğine dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.

Tom wants Mary to babysit his children. - Tom, Mary'nin çocuklarına bakıcılık yapmasını istiyor.

çocuk
children

It is dangerous for children to play in the street. - Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.

Larry Ewing is married and the father of two children. - Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.

çocuk
(ısk.) bairn
çocuk
fairy

Children like fairy tales. - Çocuklar peri masallarını severler.

When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike. - Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.

çocuk
juvenile

The increase in juvenile delinquency is a serious problem. - Çocuk suçluluğundaki artış ciddi bir sorundur.

Isn't that a little juvenile? - O küçük bir çocuk değil mi?

kız çocukları
girls
sokak çocukları
street children
sokak çocukları
street urchins
çocuk
kid's

This park is a little kid's paradise. - Bu park küçük çocukların cennetidir.

çocuk
bairn
çocuk
dandiprat
çocuk
enfant
çocuk
bantling
çocuk
mite
çocuk
bambino
çocuk
chick

Chicken pox is an itchy nuisance for kids. - Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır.

Chicken pox is a common childhood illness. - Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.

çocuk
(deyim) the small fry
çocuk
(Latin) infantia
çocuk
stripling
çocuk
encumbrance
çocuk
youngster
zamane çocukları
kids these days
Çocuk
childrens
Çocuk
paediatric
çocuk
kinder

Kindergarten children act better than Tom and his friends do. - Anaokulu çocukları Tom ve arkadaşlarının yaptığından daha iyi hareket eder.

When she was in kindergarten, all the boys used to call her princess. - O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona prenses derdi.

çocuk
children's
amca vs. çocukları
german cousin
torun çocukları
great grandchildren
zeus'un ikiz çocukları
Dioscuri
Çocuk
(Tıp) offspring
çiçek çocukları
flower people
çocuk
junior

Tom and Mary had a child and called him Tom Junior. - Tom ve Mary'nin bir çocukları vardı ve ona Tom Junior adını verdiler.

çocuk
son

The boy standing over there is my son. - Orada duran çocuk benim oğlumdur.

The boy singing a song is my brother. - Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir.

çocuk
childish. Ç
çocuk
(erkek) nipper
çocuk
child, infant
çocuk
infant

I'm instinctively bad with children and infants. - Çocuklara ve bebeklere içgüdüsel olarak kötü davranıyorum.

There have been several cases of infantile paralysis. - Birkaç çocuk felci vakası olmuştur.

çocuk
child, chit, youngster, kid; infant; kid, boy, childish person; childish, infantile
çocuk
moppet
çocuk
seed

The children collect seeds of various shapes and colours. - Çocuklar çeşitli şekil ve renklerde tohum toplarlar.

çocuk
brat

Tom is a spoiled little brat. - Tom şımarık küçük bir çocuk.

Some prominent tennis players behave like spoiled brats. - Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.

çocuk
infantile

There have been several cases of infantile paralysis. - Birkaç çocuk felci vakası olmuştur.

çocuk
chit
çocuk
progeny
çocuk
spoil

I don't like spoiled children. - Ben şımarık çocukları sevmem.

A child is spoiled by too much attention. - Çocuk çok fazla ilgi ile şımarır.

çocuk
kiddie
çocuk
creche
çocuk
infantine
çocuk
encumber
çocukları