Tom bought a new camera for Mary to replace the one he had borrowed and lost.
- Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.
We haven't been able to find anyone to replace Tom.
- Tom'un yerine koymak için hiç kimseyi bulamıyoruz.
It's a word I'd like to find a substitute for.
- Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.