yaz!

listen to the pronunciation of yaz!
Türkçe - İngilizce
Write!
summer

I go to the country every summer. - Her yaz köye giderim.

How much money was saved in preparation for the summer vacation? - Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?

{f} clerk

The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over. - Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband. - 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

wrote

I wrote the wrong address on the envelope. - Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.

She wrote the book with very little effort. - Çok az bir gayretle kitabı yazdı.

(Dilbilim) script

In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered. - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

inscribe
{f} penned

He penned it down so as to not forget it. - Onu unutmamak için yazdı.

write

I can write programs in Visual Basic. - Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.

He never fails to write to his mother every week. - O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

{f} jot

Tom jotted down a message to Mary. - Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.

{f} writing

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway. - Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.

prescribe

Let's see what fate has prescribed. - Kaderde ne yazıyormuş görelim.

The doctor prescribed medicine for the patient. - Doktor hasta için ilaç yazdı.

{f} written

Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters. - Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

write down

I will write down your name and address. - Adınızı ve adresinizi yazacağım.

Please write down your name. - Lütfen adınızı yazın.

{f} pen

Tom took out a pencil and started to write. - Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

Please write with a pen. - Lütfen bir dolmakalem ile yaz.

enrol
draw up
print in
{f} printed

Tom printed out the page. - Tom sayfayı dışarı yazdırdı.

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

aestival
aestival [Brit.]
estiva
summertime

How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime. - Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

Bicycles are for summertime. - Bisikletler yaz içindir.

write#down
writedown
{f} type

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

You can type, can't you? - Daktilo ile yazabilirsin, değil mi?

drawup
indite
Türkçe - Türkçe
Yılın, haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi
Kuzey yarım kürede haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi: "Çok sıcak bir yaz gecesiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu