The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
Smoking is banned in the train.
- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
- Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
The more things are forbidden, the more popular they become.
- Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
My father forbade me from having a pet cat.
- Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
My parents forbade me to see Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'la tekrar görüşmemi yasakladı.
There is a very strict rule forbidding smoking in bed.
- Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
My parents prohibited me from seeing Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
The more things are forbidden, the more popular they become.
- Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
Arms export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.
The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
- Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
Hunting is banned in national parks.
- Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
The European Union is considering banning plastic bags.
- Avrupa birliği plastik torbaları yasaklamayı düşünüyor.
Book banning is an authoritarian act.
- Kitap yasaklama otoriter bir eylemdir.
Smoking is forbidden in this area.
- Bu alanda sigara içmek yasaktır.
She is forbidden to go out.
- Onun dışarı çıkması yasaklandı.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
Smoking is banned in the train.
- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
They wanted to ban slavery everywhere in the United States.
- ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!
- Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile!
Over there, they don't say that it's prohibited. In fact, they say that it's mandatory.
- Orada, onlar onun yasak olduğunu söylemez. Aslında, onlar onun zorunlu olduğunu söyler.
They don't say that it's prohibited there. In fact, they say that it's mandatory.
- Onlar bunun orada yasak olduğunu söylemezler. Aslında onun zorunlu olduğunu söylerler.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
It's illegal to walk on the grass, but what about running?
- Çimlerde yürümek yasak ama ya koşmak?
My parents prohibited me from seeing Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
It used to be taboo for women to smoke.
- Kadınların sigara içmesi yasaktı.
Sami and Layla continued their illicit love relationship.
- Sami ve Leyla yasak aşk ilişkilerine devam ettiler.
Arms export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Weapons export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
This is a restricted area.
- Bu yasak bir alandır.