what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore

listen to the pronunciation of what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore
İngilizce - Türkçe

what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

heart
kalp

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık. - We had a heart-to-heart talk with each other.

Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi. - My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.

heart
{i} yürek

O, yürek parçalayan bir hikaye idi. - It was a heartbreaking story.

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı. - The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.

heart
gönül

Ben seni gönülden destekliyorum. - I heartily support you.

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

heart
{i} cesaret

Şimdi cesaretini kaybetme. - Don't lose heart now.

Sana söyleyecek cesaretim yoktu. - I didn't have the heart to tell you.

heart
iskambil kupa
heart
{i} vicdan
heart
heart disease : kalp hastalığı
heart
(Bilgisayar) kupa (iskambilde)
heart
(Tıp) kor

Bu, korkaklara göre değil. - It's not for the faint of heart.

Bende korkunç mide yanması var. - I have horrible heartburn.

heart
(Tıp) cor
heart
üzgün

Çok üzgündü ve kendini astı. - He was heartbroken and hanged himself.

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı. - Many letters of encouragement refreshed my sad heart.

heart
cücük
heart
kararlılık
heart
yüreklilik
heart
can damarı
heart
{i} orta kısım
heart
aşk

I heart you (I love you).

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz! - Open your heart; write beautiful love sentences!

Zeki bir adam bir kadını derinden sevse bile, ona olan aşkını asla göstermez, ama sadece onu yüreğinde tutar. - Even if an intelligent man loves a woman deeply, he will never show his love to her, but merely keep it in his heart.

heart
(Tıp) Kalb, cor. cordis
heart
{i} öz, can damarı
İngilizce - İngilizce
heart