Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
- Tom is the victim of a terrible crime.
Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.
- Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
O, o gün çok kötü hissetti.
- She felt very bad that day.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
... That was a very bad idea. ...
... But I do believe that women in pop music have a very bad rap. ...