We were held up for half an hour in the traffic and so we arrived late.
 - Biz trafikte yarım saat kadar durdurulduk ve bu yüzden geç vardık.
He fell ill, and therefore he gave up going abroad.
 - O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.
You must buy milk, eggs, butter, and so on.
 - Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız.
She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
 - Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
The costumes were red, pink, blue, and so forth.
 - Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi.
He asked me my age, my name, my address, and so forth.
 - O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.