used especially in the phrase to make mention of

İngilizce - Türkçe

used especially in the phrase to make mention of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

mention

değinmek

mention

{f} anmak

mention

{f} söz etmek

Kimse ülkemden söz etmek istemedi. - Nobody wanted to mention my country.

Bundan Tom'a söz etmek zorunda kalacağım. - I'll have to mention this to Tom.

mention

{f} ima etmek

mention

adını anmak

mention

‘-den söz etmek

mention

özendirme ödülü

mention

(Havacılık) den söz etmek

mention

ağza almak

mention

sözünü etme

mention

ima

mention

-den söz etmek

mention

{f} bahset

Öncelikle ondan bahsetmeliydiniz. - You should have mentioned it at the outset.

Annem ondan bahsetmedi. - Mom didn't mention it.

mention

adını anma

Dan, Linda'nın adını anmadı bile. - Dan didn't even mention Linda's name.

mention

{i} bahsi

mention

söyleme

Bunu onlara söylemeyi unuttum. - I forgot to mention it to them.

Bunu ona söylemek zorunda kalacağım. - I'll have to mention it to him.

mention

{i} bahsetme, söz etme, anma

mention

{f} -den bahsetmek, -den söz etmek, -in sözünü etmek, -i anmak

İngilizce - İngilizce

used especially in the phrase to make mention of teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

mention

Heceleme

used es·pe·cial·ly in the phrase to make men·tion of

Türkçe nasıl söylenir

yuzd ıspeşli în dhi freyz tı meyk menşın ıv

Telaffuz

/ˈyo͞ozd əˈspesʜlē ən ᴛʜē ˈfrāz tə ˈmāk ˈmensʜən əv/ /ˈjuːzd əˈspɛʃliː ɪn ðiː ˈfreɪz tə ˈmeɪk ˈmɛnʃən əv/