Ben çocuğu yatıştırmaya çalıştım.
- I tried to soothe the child.
Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.
- This medicine will soothe your headache.
Tom sakinleştirici bir dart tarafından vuruldu.
- Tom was hit by a tranquilizer dart.
Ona sakinleştirici verdin mi?
- Did you give her the tranquilizer?