Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
- Tom has been trying hard to impress his father.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
The liner was impressed as a troop carrier.