Onlara güvenmek zorundayız.
 - We have to trust them.
Ona güvenmek için daha iyi tanımalıydın.
 - You should have known better than to trust him.
Ben onun hikayesine inanamıyorum.
 - I can't bring myself to trust his story.
Ben onun hikayesine inanmıyorum.
 - I don't trust his story.
He that trusts every one without reserve will at last be deceived. --Johnson.