Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.
- They want to separate after 40 years of marriage.
Tom karısından ve çocuklarından ayrılmayı istemiyordu.
- Tom didn't like being separated from his wife and children.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.