Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
 - Death is an integral part of life.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
 - Mother divided the cake into three parts.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
 - The police regarded him as a party to the crime.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
 - I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
 - What is the hard part of learning Japanese?
Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
 - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
 - The seats were reserved for the party.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
 - Tom budgeted three hundred dollars for the party.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
 - He had to part with his house.