Çocuklar kabarcıklar üflüyor.
- The children are blowing bubbles.
Mumu üfleyip söndürme.
- Don't blow out the candle.
Bizi yumruk yumruğa getiren neydi?
- What made us come to blows?
Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi.
- Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.
Bu beni hâlâ şok ediyor.
- It still blows my mind.
The leaves blow through the streets in the fall.