Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
- The man was ashamed of being born poor.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Benim doğum günüm 12 Haziran. Magdalena, benimle aynı günde ve yılda doğdu.
- My birthday is June 12. Magdalena was born on the same day and year as me.
Onlar Tayland doğumlular.
- They were born in Thailand.
Babam, ben doğmadan önce öldü.
- My dad died before I was born.
Ebeveynlerim ben doğmadan önce evlendiler.
- My parents have been married since before I was born.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
- Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
- I would rather have been born in Japan.
Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.
- My father was born in Matsuyama in 1941.
Tom doğuştan sanatçı.
- Tom is a born artist.
Kojin Kudo bir doğuştan şairdir.
- Kojin Kudo is a born poet.
Ocak, Şubat ve Mart aylarında doğan insanlar; lütfen buraya toplanın.
- People born in January, February, and March, please gather over here.
O, Yengeç burcunda doğan kızların cesur olduğunu söylüyor.
- It says girls born under Cancer are 'daring'.
29 haziran 1979 da zonguldakta doğdu.
1988'de York'ta doğdum.
- I was born in 1988 in York.
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
- Do you know where she was born?
I ought really to have called him my sergeant. He's a born sergeant. That's as much as to say he's a born scoundrel.
... But Born This Way is about saying, "This is who I am. ...
... >>> My mama told me when I was young, we are all born ...