Sana tamamen katılıyorum.
- On the whole I agree with you.
O, dokuz yardın tamamını satın aldı.
- He bought the whole nine yards.
Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
- Tom spent the whole day reading in bed.
Bütün pastayı yiyecek mi?
- Will he eat the whole cake?