Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
- They needed jobs and training.
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
- I am training hard so that I may win the race.
Köpeğimi eğiterek çok zaman harcıyorum.
- I've been spending a lot of time training my dog.
Mary bir maraton için antrenman yapıyor.
- Mary is training for a marathon.
Tom triatlon için antrenman yapıyor.
- Tom is training for a triathlon.
Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Köpekleri eğitme hakkında bir şey biliyor musun?
- Do you know anything about training dogs?
Tom ağırlık çalışması yapar.
- Tom does weight training.
Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
- No special training is needed to operate this machine.
... again, and I've described it. It's energy and trade, the right kind of training programs, ...
... first run down the street on her bicycle without the training wheels because she rides past ...