Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
 - This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Tom ve Mary önümüzdeki ay taşınıyorlar.
 - Tom and Mary are moving next month.
Gelecek ay taşınıyorum.
 - I am moving next month.
Sadece birkaç şeyi yeni evimize taşıyoruz.
 - We're just moving a few things to our new home.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
 - The network is moving your show to another time slot.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
 - In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
 - Moving a huge boulder is going to be very hard.
Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?
 - Would you mind my moving your car?
Biz küçükken babam bize dokunaklı hikayeler okurdu.
 - When we were small, father used to read us moving stories.
Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
 - This story is interesting, funny and even moving.
Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.
 - It's dangerous to jump off a moving train.
Uzakta hareket eden bir şey vardı.
 - There was something moving in the distance.