the major is a student's principal field of study

listen to the pronunciation of the major is a student's principal field of study
İngilizce - Türkçe

the major is a student's principal field of study teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

major
büyük

Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var. - My house needs major repairs.

Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum. - I think that it likely that there was a major fault in the lookout.

major
{i} branş

Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor. - Tom is majoring in architecture.

Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı. - Tom majored in literature at the university.

major
{i} majör

Tom bir müzik majörü değil. - Tom isn't a music major.

major
{f} branşı doğrultusunda yoğunlaşmak
major
(Muzik) majör (gam)
major
(Ticaret) daha deneyimli
major
binbaşı

Ben bir İngiliz binbaşıydım. - I was an English major.

Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı. - Major Anderson was ready to stop fighting.

major
büyük önerme
major
büyük,esas
major
binbaşı/esas dal/reşit
major
{s} başlıca, asıl
major
{i} yetişkin
major
{s} önemli

O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor. - She spends a major part of her income on food.

Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi. - Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.

major
(Tıp) a.1. Daha büyük (magnus'un süperlatif şekli); 2.Büyük
major
(fiil) branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak
major
{i} reşit kimse
major
daha büyük
major
(Mukavele) ana, esas, majör, birincil
major
major yoğunlaş
major
{s} ergin, reşit
İngilizce - İngilizce
major
the major is a student's principal field of study

    Heceleme

    the ma·jor I·s a student's prin·ci·pal field of stu·dy

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi meycır îz ı studınts prînsıpıl fild ıv stʌdi

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈmāʤər əz ə ˈsto͞odənts ˈprənsəpəl ˈfēld əv ˈstədē/ /ðiː ˈmeɪʤɜr ɪz ə ˈstuːdənts ˈprɪnsəpəl ˈfiːld əv ˈstʌdiː/