the form taken by a verb to indicate time (as in pastpresentfuture)

İngilizce - Türkçe

the form taken by a verb to indicate time (as in pastpresentfuture) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

tense

{s} stresli, gerilimli

tense

endişeli

tense

gerili

Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi. - Tom's meeting with his boss was very tense.

tense

gerilmiş

tense

sinirli

tense

germek

tense

{f} ger

Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi. - Tom's meeting with his boss was very tense.

Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi. - What Jane said made the atmosphere less tense.

tense

(up ile) gerilmek

tense

sequence of tenses cümlede zaman uyumu

tense

{f} gerilmek

tense

{s} gergin, gerilmiş

tense

fiil zamanı

tense

(sıfat) gergin

tense

{s} endişeli, stres içinde

tense

{s} gergin, elektrikli

tense

{i} kip

İngilizce - İngilizce

the form taken by a verb to indicate time (as in pastpresentfuture) teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

tense

Heceleme

the form tak·en by a verb to in·di·cate time (as in pastpresentfuture)