the collective noun for a bunch of bananas

listen to the pronunciation of the collective noun for a bunch of bananas
İngilizce - Türkçe

the collective noun for a bunch of bananas teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hand
{f} uzatmak

Raporu ona uzatmak istedim ama unuttum. - I intended to hand the paper to him, but I forgot to.

Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak. - All you have to do is to hand this book to him.

hand
{f} elle vermek, uzatmak: Please hand me that book. O kitabı bana uzatır mısınız?
hand
(isim) el, parti, yardım, pay, parmak, ustalık, yetenek, usta, kurt, ibre, akrep, yelkovan, taraf, demet, salkım, hevenk, alkış, evlilik sözü
hand
{i} taraf

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım. - I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

Diğer taraftan, bazı dezavantajları var. - On the other hand, there are some disadvantages.

hand
{i} hevenk
hand
{i} usta

Onunla çok ustaca başa çıktın. - You handled that very skillfully.

Aleti ustalıkla idare etti. - He handled the tool skillfully.

hand
{i} alkış

Tom elleriyle alkışladı. - Tom clapped his hands together.

Tüm öğrenciler alkışladılar. - All the students clapped their hands.

hand
{i} salkım
hand
{i} parmak

Elde beş parmak vardır. - The hand has five fingers.

Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak. - The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky.

hand
{i} parti
hand
{i} yetenek

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli. - That actor is both handsome and skillful.

O yetenekli bir adam ama diğer taraftan o bizim hakkımızda çok soru soruyor. - He is able man, but on the other hand he asks too much of us.

hand
(Askeri) tayfadan biri
hand
(Askeri) tayfa
hand
yanında

Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı. - The boy who she brought with her was very handsome.

Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir. - Here. Take this with you. It might come in handy.

hand
kontrol

Gürültülü cocuklar kontrolden cıkıyordu. - The group of noisy boys was getting out of hand.

İsyan kontrolden çıktı. - The riot got out of hand.

hand
{i} evlilik sözü
hand
karar vermek hand in yetkili bir kimseye vermek
hand
{i} ırgat, rençper; işçi
hand
yardı

Bana yardım edebilir misin? - Can you give me a hand?

Sana yardım edebilir miyim? - Could I give you a hand?

hand
hand it to argo haklı olarak övmek
İngilizce - İngilizce
hand
the collective noun for a bunch of bananas

    Heceleme

    the col·lec·tive noun for a bunch of ba·na·nas

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi kılektîv naun fôr ı bʌnç ıv bınänız

    Telaffuz

    /ᴛʜē kəˈlektəv ˈnoun ˈfôr ə ˈbənʧ əv bəˈnanəz/ /ðiː kəˈlɛktɪv ˈnaʊn ˈfɔːr ə ˈbʌnʧ əv bəˈnænəz/