the act or ability to receive radio or similar signals teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- reception
- resepsiyon
Bazı şirketlerin resepsiyonda resepsiyonist yerine korumaları var.
-Some companies have guards at the front desk instead of receptionists.
Tom kontuarda durdu, resepsiyonistle konuşuyordu.
-Tom stood at the counter, talking to the receptionist.
- reception
- {i} alış
Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
-His new book met with a favorable reception.
- reception
- tv yayını alma
- reception
- karşılama
Erken sabah karşılama masasında ilk kimin gideceğine karar vermek için kura çektik.
-We drew lots to decide who would go first at the early morning reception desk.
- reception
- kabul
Kabul masasında güzel çiçekler vardı.
-There were beautiful flowers on the reception desk.
O, arkadaşının düğün kabulünde harika bir konuşma yaptı.
-She made a wonderful speech at her friend's wedding reception.
- reception
- görüntü niteliği
- reception
- (ünalgı/sınalgı/vb.) alış niteliği
- reception
- kabul töreni
- reception
- konuk kabülü
- reception
- netlik
- reception
- {i} alma; alınma
- reception
- (Askeri) Celp ve sevk
- reception
- {i} tepki
- reception
- kabul merasimi
- reception
- reception room bekleme odası
- reception
- {i} alma
- reception
- kabul etme
İlgili Terimler
the act or ability to receive radio or similar signals teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- reception
The new system provides exceptional quality of the reception signal.