the act of wearing, a great dam of water

listen to the pronunciation of the act of wearing, a great dam of water
İngilizce - Türkçe

the act of wearing, a great dam of water teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wear
{i} dayanma
wear
(Askeri) bocalamak
wear
(Askeri) boca alabanda edip dönmek
wear
yıpranma

Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir. - The warranty doesn't cover normal wear and tear.

wear
giyme

Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor. - The school rules require students to wear school uniforms.

Bir palto giymelisin. - You should wear a coat.

wear
elbise

Hiromi yeni bir elbise giyiyor. - Hiromi wears a new dress.

Partide, herkes güzel elbiseler giyiyordu. - At the party, everyone was wearing beautiful clothes.

wear
giyinme

Mary Cadılar bayramı için seksi bir kostüm giymek istemiyordu bu yüzden Amish bir kadın gibi giyinmeye karar verdi. - Mary didn't want to wear a sexy costume for Halloween so she decided to dress like an Amish woman.

Spor giyinmeyi seviyorum. - I love to wear sport clothes.

wear
giyim eşyası
wear
{f} giymek

Okulda, okul üniforması giymek zorundayız. - We have to wear school uniforms at school.

O bana giymek için hangi elbiselerin iyi olacağını söyledi. - She told me which clothes would be good to wear.

the act of
eyleminin
wear
(fiil) giymek, takmak, taşımak, dayanmak, takınmak, aşındırmak, yıpratmak, soldurmak, solmak, yıpranmamak, boca etmek, volta vurmak
wear
(Tekstil) giymek, takmak, aşındırmak
wear
(isim) giyinme, kullanma, elbise, giysi, eskime, yıpranma, aşınma, dayanma, dayanıklılık
wear
çok kullanıldığı belli
wear
{i} eskime
wear
the worse for wear eskimiş
wear
aşın,v.giy: n.giysi
wear
{f} taşımak

Tom'un cüzdanı taşımak için biraz daha kötüydü. Mary yeni bir tane alması gerektiğini söyledi. - Tom's wallet was a bit the worse for wear, and Mary said he should get a new one.

İngilizce - İngilizce
{n} wear
the act of wearing, a great dam of water