İngilizce - Türkçe
the act of running at another player to block or disrupt play teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- rush
- {f} acele etmek
Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
-I don't see any reason for rushing.
Ben hiçbir şeye acele etmek istemedim.
-I didn't want to rush into anything.
- rush
- {f} koşturmak
- rush
- {f} sıkıştırmak
- rush
- saldırış
- rush
- furya
- rush
- üstüne çullanmak
- rush
- istek
- rush
- hasırotu
- rush
- aşıkmak
- rush
- saldırı
- rush
- kakma
- rush
- {i} üşüşme
- rush
- (Tıp) Hız hücum (kan, vs.) hızlı hareket
- rush
- {f} aceleye getirmek
Biz bunu aceleye getirmek istemiyoruz.
-We don't want to rush it.
- rush
- {i} hücum
Altına hücûm burada başladı.
-The gold rush began here.
Herkes bana doğru hücum etti.
-Everybody rushed towards me.
- rush
- {f} saldırmak
- rush
- {f} düşünmeden girişmek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the act of running at another player to block or disrupt play teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- rush
a rush on the quaterback.
the act of running at another player to block or disrupt play
Heceleme
the act of run·ning at an·oth·er play·er to block or dis·rupt playTürkçe nasıl söylenir
dhi äkt ıv rʌnîng ät ınʌdhır pleyır tı bläk ır dîsrʌpt pleyTelaffuz
/ᴛʜē ˈakt əv ˈrənəɴɢ ˈat əˈnəᴛʜər ˈplāər tə ˈbläk ər dəsˈrəpt ˈplā/ /ðiː ˈækt əv ˈrʌnɪŋ ˈæt əˈnʌðɜr ˈpleɪɜr tə ˈblɑːk ɜr dɪsˈrʌpt ˈpleɪ/
Resimler
Geçmiş
Favoriler