Tom seldom wins arguments.
 - Tom nadiren tartışmaları kazanır.
Tom usually wins arguments.
 - Tom genellikle tartışmaları kazanır.
The discussions were long and sometimes bitter.
 - Tartışmalar uzun ve bazen acıydı.
There may be discussions about it.
 - Onun hakkında tartışmalar olabilir.
After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
 - Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
The discussions were long and sometimes bitter.
 - Tartışmalar uzun ve bazen acıydı.
The eloquent scholar readily participated in the debate.
 - Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
It wasn't much of a debate.
 - Büyük bir tartışma değildi.
After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
 - Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
That dispute has been settled once and for all.
 - O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
The argument is full of holes.
 - Tartışma geçersizdir.
The argument quickly got out of control.
 - Tartışma hızla kontrolden çıktı.
I want to put an end to the quarrel.
 - Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
I know better than to quarrel with her about trifles.
 - Önemsiz şeyler hakkında onunla tartışmayacak kadar akıllıyım.
We sided with him in the controversy.
 - Tartışmada onun yanında yer aldık.
Tom doesn't like controversy.
 - Tom tartışmayı sevmez.
Tom doesn't want to argue with you.
 - Tom sizinle tartışmak istemiyor.
Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
 - Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
You aren't really going to argue with Tom, are you?
 - Tom ile gerçekten tartışmayacaksın, değil mi?
You'd better not argue with Tom.
 - Tom'la tartışmasan iyi olur.
I quarrelled with my older brother yesterday.
 - Dün ağabeyim ile tartıştım.
The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down.
 - Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
I beat him completely in the debate.
 - Tartışmada onu tamamen yendim.
It wasn't much of a debate.
 - Büyük bir tartışma değildi.
He argued his daughter out of marrying Tom.
 - O, Tom'la evlendiği için kızıyla tartıştı.
Some people hate to argue.
 - Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Only after a long dispute did they come to a conclusion.
 - Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar.
The dispute was finally settled.
 - Tartışma sonunda halledildi.
I have something I need to discuss with Tom.
 - Tom'la tartışmam gereken bir şeyim var.
There are some topics you shouldn't discuss with Tom.
 - Tom'la tartışmaman gereken bazı konular var.
Parliamentary immunity is a controvertial issue.
 - Parlamenter dokunulmazlık tartışmalı bir konudur.
I participated in the discussion.
 - Ben tartışmaya katıldım.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
 - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
 - Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
My comment sparked off an argument in the group.
 - Benim yorumum grupta bir tartışmayı ateşledi.
The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down.
 - Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
They are always quarrelling in public.
 - Onlar her zaman toplum önünde tartışıyorlar.
Tom and Mary bicker all day long.
 - Tom ve Mary bütün gün tartışırlar.
Perry became used to the loud deliberations.
 - Perry yüksek sesle tartışmalara alıştı.
Quarrelling spoiled our unity.
 - Tartışma birliğimizi bozdu.
Conchita Wurst's selection for the Eurovision Song Contest 2014 sparked controversy in Austria.
 - 2014 Eurovision Şarkı Yarışması için Conchita Wurst'un seçilmesi Avusturya'da tartışmalara yol açtı.
An altercation broke out between Dan and Linda.
 - Dan ve Linda arasında bir tartışma patlak verdi.
An 18-year-old male is in hospital after an altercation at a party last night.
 - 18 yaşındaki bir erkek, dün geceki bir partideki tartışmadan sonra hastanededir.
Conchita Wurst's selection for the Eurovision Song Contest 2014 sparked controversy in Austria.
 - 2014 Eurovision Şarkı Yarışması için Conchita Wurst'un seçilmesi Avusturya'da tartışmalara yol açtı.
My comment sparked off an argument in the group.
 - Benim yorumum grupta bir tartışmayı ateşledi.