Tom derhal sorunu ele aldı.
- Tom tackled the problem right away.
Ben Tom ve Mary'yi olta kamışlarını ve takım kutularını taşırken gördüm.
- I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.
- I wish I had a tackle box as nice as yours.
Bu TV gösterisi genç gebelik ve eşcinsellik konuları ele almaktadır.
- This TV show tackles issues of teenage pregnancy and homosexuality.
an illuminated license-plate frame bearing his likeness, signature, and yellow number 24. That there's a real nice piece of tackle. ....