sivilleşmek

listen to the pronunciation of sivilleşmek
Türkçe - İngilizce
non-integrated
sivil
civilian

Four soldiers and twelve civilians were killed. - Dört asker ve on iki sivil öldürüldü.

Thousands of soldiers and civilians were dying. - Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.

sivil
civil

Four soldiers and twelve civilians were killed. - Dört asker ve on iki sivil öldürüldü.

A government suffers from civil affairs. - Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.

sivil
bare
sivil
naked
sivil
in mufti
sivil
in civvies
sivil
unmilitary
sivilleşme
civilization
sivil
civilian; not military; not wearing a uniform
sivil
plainclothes policeman
sivil
(Konuşma Dili) stark naked, buck naked
sivil
dressed in civilian clothes, in civilian clothes, in mufti
sivil
secular
sivil
(Hukuk) civil, non-governmental
sivil
civilian; in civilian clothes, in civvies, in mufti; naked, bare; civilian
sivil
(a) civilian
Türkçe - Türkçe
Sivil duruma gelmek
SİVİL
(Osmanlı Dönemi) Fr. Asker olmayan
SİVİL
(Osmanlı Dönemi) Mülkî
SİVİL
(Osmanlı Dönemi) Başı bozuk
SİVİL
(Osmanlı Dönemi) Medeni
SİVİL
(Osmanlı Dönemi) Tebdil-i kıyafetle gezen polis
sivil
Sivil polis
sivil
Sivil polis. Çıplak, çırçıplak
sivil
Askerî olmayan
sivil
Çıplak, çırçıplak
sivil
Asker sınıfından olmayan (kimse)
sivil
Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse)
sivil
Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi)
sivil
Asker sınıfından olmayan (kimse). Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi): "Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı."- R. N. Güntekin. Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse): "Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım."- F. R. Atay
sivilleşme
Sivilleşmek işi veya durumu
sivilleşmek