Onun duyguları kolayca incinir.
 - Her feelings are easily hurt.
Müzik duyguları tahrik eder.
 - Music moves the feelings.
Kendini iyi hissetmediği için yatakta kaldı.
 - He stayed in bed because he wasn't feeling well.
Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
 - We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.
 - We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live.
Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
 - Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
Bu sabah kendimi çok hasta hissederek uyandım.
 - I awoke this morning feeling very ill.
Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum.
 - Feeling the house shake, I ran outside.
Sanırım onun duygularını incittim.
 - I think I hurt his feelings.
Sanırım Tom biraz stresli hissediyor.
 - I think Tom is feeling a little stressed.
The wool on my arm produced a strange feeling.