sıvı

listen to the pronunciation of sıvı
Türkçe - İngilizce
liquid

For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw. - Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.

When ice melts, it becomes liquid. - Buz erirse, sıvı olur.

fluid

How many fluids are used in a car? - Bir arabada kaç tane sıvı kullanılır?

Water, in its natural state, is a fluid. - Su, doğal olarak, bir sıvıdır.

(Biyokimya) plasma
(İnşaat) colloid
non-condensing
running
water

Water is liquid. When it freezes, it becomes solid. - Su sıvıdır. Donduğu zaman, katılaşır.

Water is liquid. It becomes solid when it freezes. - Su sıvıdır. O, donduğu zaman katılaşır.

(a) liquid, (a) fluid
soft
liquid, fluid
(Tıp) aqua
sıvı aktarma
transfusion
sıvı alma
(Tıp) hydration
sıvı atık
(Coğrafya) effluent
sıvı basıncı
(Denizbilim) hydrostatic pressure
sıvı birikimi
(Tıp) fluid
sıvı bölüntü
(Biyokimya) aliquot
sıvı conta
liquid seal
sıvı dengesi
(Tıp) fluid balance
sıvı dinamiği
fluid dynamics
sıvı düzeyi
liquid level
sıvı faz
liquid phase
sıvı gres
grease
sıvı hal
liquid state
sıvı helyum
liquid helium
sıvı içitimi
(Tıp) perfusion
sıvı kapanımı
(Coğrafya) fluid inclusion
sıvı kaybı
(Turizm) dehydration
sıvı limiti
(İnşaat) liquid limit
sıvı madde
liquid
sıvı metaller
liquid metals
sıvı nitrojen
(Çevre) liquid nitrogen
sıvı olmayan
solid
sıvı seviyesi
liquid level
sıvı tedavisi
(Tıp) fluid therapy
sıvı yakıt
fuel oil
sıvı yakıt
liquid fuel
sıvı yakıtlar
liquid fuels
sıvı yük
(Askeri) liquid cargo
sıvı ölçüsü
pint
sıvı durumundaki koloitler
The gel and liquid state
sıvı sabun
Liquid soap
sıvı akma yolu
spillway
sıvı akış borusu
syphon
sıvı akış borusu
siphon
sıvı alev
(Askeri) liquid fire
sıvı asfalt
liquid asphalt
sıvı asıltı
emulsion
sıvı ayırıcı
liquid separator
sıvı bal
(Arılık) liquid honey
sıvı basıncı
liquid pressure
sıvı basıncı
fluid pressure
sıvı besiyer
(Gıda) broth medium
sıvı besiyeri
(Gıda) broth medium
sıvı birimi
liquid unit
sıvı bitüm
road oil
sıvı boya
liquid paint
sıvı conta
gasket sealant
sıvı damlası
liquid drop
sıvı durum
liquid state
sıvı etilen
liquid ethylene
sıvı evre
liquid phase
sıvı gasket
liquid gasket
sıvı gaz
liquid gas
sıvı gübre
liquid manure
sıvı hal
liquid phase
sıvı hale dönüşmek
(gaz) condense
sıvı hava
liquid air
sıvı hümör
(Pisikoloji, Ruhbilim) aqueous humor
sıvı iperit
(Askeri) distilled mustard gas
sıvı içitimi
med. perfusion
sıvı karbonlama
liquid carburizing
sıvı karışımı
liquid mixture
sıvı kesesi
(vücut) cistern
sıvı kirletici
(Askeri) liquid contaminant
sıvı kolonu
fluid column
sıvı koruyucu
(Denizbilim) fluid preservative
sıvı kristal
liquid crystal
sıvı kristal gösterge
liquid crystal display
sıvı kültür
(Gıda) liquid culture
sıvı lazer
liquid laser
sıvı mekaniği
fluid mechanics
sıvı merhem
liniment
sıvı metan
liquefied methane
sıvı nitrürleme
liquid nitriding
sıvı oksijen
lox
sıvı oksijen
(Askeri,Teknik) liquid oxygen
sıvı olabilir
liquescent
sıvı olarak
fluidly
sıvı patlayıcı
(Askeri) liquid explosive
sıvı petrol gaz
(LPG) LP gas
sıvı pil
wet cell
sıvı pistonu
liquid piston
sıvı plastik
(Kimya) liquid plastic
sıvı sabunluk
scap dispenser
sıvı salmastra
liquid sealant
sıvı sarılım
(İnşaat) solvation
sıvı sayacı
liquid counter
sıvı sayacı
fluid meter
sıvı sever
(Tekstil) lyophilic lyophile
sıvı sevmez
(Tekstil) lyophobic lyophobe
sıvı soğutmalı
liquid-cooled
sıvı soğutucu
liquid refrigerant
sıvı soğutucu
(Otomotiv) fluid cooler
sıvı süzdürme
(Biyokimya) plasmaphoresis
sıvı vanilin
(Tarım) liquid vanillin
sıvı vazelin
liquid petrolatum
sıvı yada gaz sıkıştırma aleti
compressor
sıvı yay
(Askeri) liquid spring
sıvı yağ
oil
sıvı ölçü birimi
liquid unit
sıvı ölçü birimi
liquid measure
sıvı ölçüsü
liquid measure
sıvı ölçüsü
(yaklaşık yarım litre) pint
sıvı şeker
liquid sugar
antiseptik sıvı
wash
doygun sıvı
saturated liquid
enjekte edilen sıvı
(Tıp) injection
koruyucu sıvı
protecting liquid
lapamsı (sıvı)
thick
leke giderici sıvı ilaç
cleaning fluid
oral sıvı
(Tıp) oral liquid
seyreltmek sıvı
(Gıda) dilute
sıvılar
liquids

A sponge absorbs liquids. - Sünger sıvıları emer.

Liquids are either acid or alkaline. - Sıvılar asit ya da alkalidirler.

sıvılar
fluids

Ebola spreads from person to person through bodily fluids. - Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

Layla drank her body fluids. - Leyla beden sıvılarını içti.

taşan (sıvı)
ebullient
içinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol
within blood vessels, nerves, or a liquid overpass
alkalik sıvı
alkaline fluid
anizotrop sıvı
anisotropic liquid
ağır sıvı
heavy liquid
belirgin olmayan sıvı kaybı
(Tıp) insensible fluid loss
büyük sıvı ölçüsü
hogshead
damlalıkla sıvı verme
drip
damıtık sıvı
distillate
damıtılmış sıvı
distillate
dondurucu sıvı
(Fizik) cryogenic liquid
hayvan yağından yapılan sıvı yağ
oleo oil
hidrolik sıvı
hydraulic fluid
hidrolik sıvı kabı
hydraulic fluid container
homojen sıvı
fluid homogenous
ideal sıvı
ideal fluid
ideal sıvı
perfect fluid
ideal sıvı akımı
ideal fluid flow
ilaçlı röntgen çekilmeden önce alınan sıvı
opaque meal
kirletici sıvı
liquid contaminant
korozif sıvı
corrosive liquid
köpürme (sıvı)
effervescing
modifiye sıvı jelatin
(Tıp) modifiye sıvı jelatin
petrol sıvı yağ
(Askeri) petroleum-oil-lubricant
plaka tipinde sıvı soğutucu
plate liquid cooler
püsküren sıvı
spray
sulu sıvı
(Tıp) aqueous liquid
susuz sıvı
(Tıp) nonaqueous liquid
süzülmüş sıvı
filtrate
taşarak (sıvı)
ebulliently
tıkanıklıkları açan sıvı
alkahest
uçucu sıvı
volatile liquid
vajinayı temizlemek için uygulanan sıvı
vaginal douche
viskoz sıvı
viscous liquid
yanıcı sıvı
inflammable liquid
yarı sıvı
semiliquid
yarı sıvı
semifluid
yemeklik sıvı yağ
(Gıda) edible oil
çektiği sıvı miktarı
soakage
Türkçe - Türkçe
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim), mayi
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim) , mayi
likit
akar
mayi
(Osmanlı Dönemi) mâyi
sıvı yağ
Havanın normal sıcaklığında sıvı durumunda bulunan her türlü yağ
sıvı