sürtünme

listen to the pronunciation of sürtünme
Türkçe - İngilizce
friction

Trade friction might arise between the two nations at any moment. - İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.

This is a frictionless surface. - Bu sürtünmesiz bir yüzeydir.

rubbing
frictional
rub

Tires wear down because of friction between the rubber and the road surface. - Lastikler lastik ve yol yüzeyi arasındaki sürtünme nedeniyle yıpranır.

attrition
brush
contact
sürtünmek
rub
sürtünme balatası
friction lining
sürtünme bilgisi
tribology
sürtünme dayanıklılığı
rubbing fastness
sürtünme direnci
friction resistance
sürtünme direği
friction post
sürtünme diski
friction disc
sürtünme düzeneği
friction gear
sürtünme elektriği
frictional electricity
sürtünme halkası
friction ring
sürtünme haslığı
fastness to rubbing
sürtünme ile elde edilen
frictional
sürtünme kasnağı
friction pulley
sürtünme katsayısı
coefficient of friction
sürtünme kaybı
friction loss, frictional loss
sürtünme kontağı
rubbing contact
sürtünme kuvveti
frictional force
sürtünme mekanizması
friction gear
sürtünme perdahı
friction glazing
sürtünme yarası
gall
sürtünme yitimi
friction loss
sürtünme çarkı
friction wheel
sürtünme ölçer
tribometer
sürtünme önleyici
anti friction
sürtünmek
{f} jostle
sürtünme kuvveti
friction force
sürtünmek
sweep
sürtünmek
rub oneself against
sürtünmek
rub oneself
sürtünmek
seek a quarrel
sürtünmek
brush
enine sürtünme katsayısı
side-friction coefficient
sürtünme
internal friction
kinetik sürtünme
kinetic friction
kuru sürtünme
dry friction
limit sürtünme
limiting friction
manyetik sürtünme
magnetic friction
statik sürtünme
static friction
sürtünmek
scrape
sürtünmek
to look for an excuse to quarrel with (someone)
sürtünmek
to rub oneself (against), to brush; to seek a quarrel
sürtünmek
chafe
sürtünmek
(for a part of one's/its body) to rub against (something); to rub oneself/itself against (something)
sürtünmek
to fawn over (someone)
yüzeysel sürtünme
skin friction
Türkçe - Türkçe
Sürtünmek işi
Yüzeyleri birbirinin üstüne gelerek biri veya her ikisi ötekine göre ters doğrultuda kayan iki cismin durumu, delk
delk
sürtünmek
Kavga etmek için sebep aramak
sürtünmek
Geçerken değmek, sürünmek: "Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı."- P. Safa
sürtünmek
Geçerken değmek, sürünmek
sürtünme