Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
Bir karar vermeden önce seçenekleri titizlikle düşünüp taşınmalıyız.
- We should weigh the options carefully before making a decision.
Bir hediyeyi özenli biçimde seç.
- Choose a present carefully.
Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
- You must be careful not to make him angry.
Evet. Biz çok dikkatli olmalıyız.
- Yes. We should be very careful.
Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- We have to be careful with expenses.
Eğer zayıflamak istiyorsan ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- We have to be careful with expenses.
Eğer zayıflamak istiyorsan ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
- Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- I have to take care of the neighbor kids.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
- She takes care of her old mother.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Dikkatli olmak zorundasın.
- You have to be careful.
Artık dikkatli olmak zorundayım.
- I have to be careful from now on.
Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
- You must be careful not to make him angry.
Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
- I advise you to be careful in making notes for the lecture.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
- Don't worry. I'll take care of that.
Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
They made a careful search of the crimescene.
Alas,’ sayde Sir Cadore, ‘now carefull is myne herte that now lyeth dede my cosyn that I beste loved.’.
He was a slow and careful driver.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
He carefully avoided the subject all evening.
... successful team drafts based on careful statistical analysis. They’ve found all sorts of patterns ...
... So you want to be very careful to have enough people that are ...