Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.
- Thoughts are expressed by means of words.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
- However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
En kısa sürede işi durdurmak zorunda olduğunu bir SMS aracılığıyla bildirdim.
- I reported to him by means of an SMS that he had to stop his work as soon as possible.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
- All possible means have been tried.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
- They live beyond their means.
Başarı çok para anlamına gelir, değil mi?
- Success means much money, doesn't it?
Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- This signal means don't walk.
Eğer patronun seni kovarsa, bu işten atıldığın anlamına gelir.
- If your boss sacks you, it means you're fired.
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.
Akla gelebilecek her yolu denedim.
- I have tried every means imaginable.
Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin!
- You said you wanted it by any means!
İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.
- The English language is undoubtedly the easiest and at the same time the most efficient means of international communication.
Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.
- I must save the drowning child by all means.