Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.
 - Sami devised a simple plan to help Layla.
Bu fenomeni açıklamak için, her bilim adamı kendi teorisini tasarladı.
 - To explain this phenomenon, each scientist devised his own theory.
Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.
 - Tom devised a plan to burglarize Mary's house.
Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
 - They devised ingenious solutions.