one's colleagues or employees

listen to the pronunciation of one's colleagues or employees
İngilizce - Türkçe

one's colleagues or employees teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

people
millet

Çinliler cana yakın bir millettir. - The Chinese are a friendly people.

Tokyo'da her çeşit millet yaşar. - All sorts of people live in Tokyo.

people
ulus

Amerikalılar demokratik bir ulustur. - The Americans are a democratic people.

Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır. - This is what they have in common with other peoples.

people
insanlar

Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür. - Guns don't kill people. People kill people.

Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir. - Social networking sites are dangerous for people under 13.

people
{i} 1. birileri: Be quiet! There are people in the next room. Sus! Yandaki odada birileri var. Are there people in the next room? Bitişikteki
people
{f} insan yerleştirmek
people
dünya

Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar. - A lot of people want peace all over the world.

Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker. - Some people in the world suffer from hunger.

people
beşer
people
kalabalık

Caddede bir kalabalık var. - There is a crowd of people on the street.

Kalabalık bir insan grubu toplandı. - A large crowd of people gathered.

people
el
people
insanoğlu
people
kişiler

Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır. - Generosity is innate in some people.

Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu. - Tom was looking for some people to help him move his piano.

people
ümmet
people
kimse

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız. - We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.

Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı. - There were cars burning, people dying, and nobody could help them.

people
kişi

Ailemde dört kişi var. - There are four people in my family.

Sadece birkaç kişi beni anladı. - Only a few people understood me.

people
kodak üyeleri
people
akrabalar
people
(fiil) insan yerleştirmek
people
birileri: Be quiet! There are people in the next room. Sus! Yandaki odada birileri var. Are there people in the next room? Bitişikteki
İngilizce - İngilizce
people

Can I have one of my people get back to your people, Mr. President? She tried to slam the phone back into the base and failed.

one's colleagues or employees

    Türkçe nasıl söylenir

    wʌnz käligz ır employiz

    Telaffuz

    /ˈwənz ˈkälēgz ər emˈploiēz/ /ˈwʌnz ˈkɑːliːɡz ɜr ɛmˈplɔɪiːz/