Ayakkabılarım cilalanmalı.
 - My shoes need polishing.
Ona ayakkabılarımı cilalattım.
 - I got him to polish my shoes.
Polonya dili benim ana dilimdir.
 - Polish is my native language.
Arı Maya bir Polonya çizgi filmi değil, bunu biliyor musun? Almanya'da yazılmış, Japonya'da canlandırılmış ve Polonya diline tercüme edilmiştir.
 - Maya the Bee isn't a Polish cartoon, you know that? It was written in Germany, animated in Japan, and was translated into the Polish language.
Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
 - Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
Bu Lehçe atasözü biliyor musun?
 - Do you know this Polish proverb?
Hem Polonyalı hem de Norveçliyim, bu yüzden seçemem.
 - I'm both Polish and Norwegian, so I can't choose.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
 - Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
Tom ayakkabılarını parlatmamı istedi.
 - Tom asked me to polish his shoes.
Bir kirpiyi parlatmanın yolu yok.
 - There's no way to polish a hedgehog.
Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.
 - Don't forget to polish your shoes before you go out!
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
 - You should polish your shoes before you go to the party.
Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.
 - In fact, Marie Curie is Polish, not French.
Polonyalı kızlar, Justin Bieber'ın Polonya'ya gelmesini istemediler.
 - Polish girls didn't want Justin Bieber to come to Poland.