occurring within a short time, or quickly

listen to the pronunciation of occurring within a short time, or quickly
İngilizce - Türkçe

occurring within a short time, or quickly teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

soon
birazdan

Sakıncası yoksa birazdan buraya gelin. - Please come here soon if you don't mind.

Birazdan yemek yiyeceğiz. - We'll be eating soon.

soon
neredeyse
soon
pek yakında
soon
hemen

O saat beşten hemen sonra geri döndü. - She came back soon after five o'clock.

O, kazadan hemen sonra öldü. - He died soon after the accident.

soon
erken

Üzgünüm sana daha erken yazamadım. - I'm sorry I couldn't write to you sooner.

Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi. - The sooner you do it, the better it is.

soon
(zarf) çok geçmeden, yakında, pek yakında, birazdan, biraz sonra, çabuk, erken, erkenden, hemen, neredeyse, seve seve
soon
sooner or later er geç
soon
ha bugün ha yarın
soon
er
soon
kolaylıkla
soon
çoka varmaz
soon
I would as soon go asBana göre gitmekle gitmemek birdir
soon
az sonra

Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum. - I am planning to book my flights to Berlin soon after.

Az sonra çay hazırdı. - Soon, the tea was ready.

soon
yakın zamanda

Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin? - Are you going back to Boston anytime soon?

Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor. - It doesn't look as if that's going to happen any time soon.

soon
yakında

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

O yakında hastaneden ayrılacak. - She will leave the hospital soon.

soon
tercihan
soon
kısa bir süre içinde
soon
z. biraz sonra, birazdan, çok geçmeden, az zaman içinde
İngilizce - İngilizce
soon