The doctor is not available now.
- Doktor şimdi müsait değil.
Is John available now?
- John şu an müsait mi?
Weather permitting, we are going to get to the top of the mountain tomorrow.
- Hava müsait olursa yarın dağın tepesine varacağız.
We'll have a picnic tomorrow, weather permitting, of course.
- Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.
The mayor is unavailable at the moment.
- Belediye başkanı şu anda müsait değil.