lastikli

listen to the pronunciation of lastikli
Türkçe - İngilizce
elastic
elastic, flexible
elasticated
made of rubber; elastic, flexible; ambiguous, equivocal
ambiguous
equivocal
left handed
lastik
tyre

The recommended tyre pressure of the average car is around 32 psi. - Ortalama bir araba için önerilen lastik basıncı yaklaşık 32 psi'dir.

I have to push my bike because one of the tyres is flat. - Lastiklerden biri boşaldığı için bisikletimi itmek zorundayım.

lastik
rubber

Tom put on his rubber gloves. - Tom lastik eldivenlerini taktı.

I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning. - Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.

lastik
tire

I have to change tires. - Ben lastikleri değiştirmek zorundayım.

I found the track of the tire. - Lastik parçasını buldum.

lastikli sözcükler kullanmak
equivocate
lastikli çarşaf
rubber sheet
lastikli konuşan kimse
equivocator
lastikli konuşmak
to speak in double entendres
lastikli söz
double meaning
lastikli söz
double-entendre
lastikli söz
pun
lastikli söz
double-talk
lastikli söz
double entendre
lastikli sözcük
elastic word
lastik
gum elastic
lastik
(Tıp) rubber stopper
lastik
tire tyre
lastik
elastic

A rubber ball bounces because it is elastic. - Elastik olduğu için lastik bir top seker.

lastik
overshoe
lastik
India rubber
Lastik
-tire
lastik
elastic, elastic web
lastik
wheel

Tom gave me a nice set of aluminum wheels, but he kept the tires. - Tom bana güzel bir alimünyum jant seti verdi ama o lastikleri sakladı.

lastik
rubber, overshoe, galosh, storm rubber
lastik
rubber tyre
lastik
rubber (as a material)
lastik
eraser, Brit. rubber
lastik
elasticated
lastik
rubber band

I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning. - Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.

I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning. - Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.

lastik
rubber tire
lastik
rubber; elastic band, rubber band; tyre, tire
lastik
galosh
lastik
knitting ribbing
lastik
elastic band; elastic garter
lastik
caoutchouc
lastik
{i} gum
lastik
tread

When a tire loses its tread, it's time to buy a new one. - Bir lastik sırtını kaybederse, yeni bir tane alma zamanıdır.

Türkçe - Türkçe
İçinde veya üzerinde lastik bulunan
Türlü anlamlar verilebilen (söz, konuşma)
Lastik
korse
lastik
Kauçuktan yazı silgisi
lastik
Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı: "Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar."- H. Taner
lastik
Kauçuktan yapılmış ayakkabı
lastik
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç: "Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine."- N. Cumalı
lastik
Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
lastik
Bir tür esnek örgü
lastik
Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
lastik
Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı
lastik
Kauçuktan yapılmış (şey): "Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer."- R. N. Güntekin
lastik
Kauçuktan ayakkabı
lastik
Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit
lastikli